Bağlanacak bir "Allah dostu" arayan, fazla uzaklara bakmasın. Allah dostu olmanın, kontenjanı ya da kotası yoktur. Allah bütün müminlerin dostudur, bütün müminler de Allah dostudur. Allah Kur'an'da kendisinin müminlerin dostu olduğunu bildiriyor, iman edip takvaya sarılanlar evliyadır, yani Allah dostudur, diyor. (Bk. Bakara, 257; Yunus, 62-64)
Müslüman, önce kendine saygı duymayı bilmeli. Birilerini muhakkak kendinden daha değerli ve üstün görerek onlar karşısında kendini alçaltmamalı. Kula kul olmamalı. Allah Teâlâ'ya hakkıyla inanıp her daim ona karşı samimi ve dürüst olduğu müddetçe, kendisinin de bir Allah dostu olduğuna inanmalı. Kendisi yüzünü Allah'a döndüğü sürece Allah daima onunla beraberdir.
Allah ile arasındaki bu yüce yakınlığa zarar verecek işlerden kaçınmalı. Araya başka bir varlık koymamalı. O varlığa, olmadık meziyetler yükleyerek onu adeta Allah'ı sever gibi sevmemeli. Elbette mümin, sevgi ve muhabbet doludur. Ama sevdiğini Allah için sever, Allah'ı sever gibi sevmez. İnananların Allah sevgisi, bütün sevgilerin üstündedir.
Aciz ve fani varlıklara muhabbet ile ömrünü geçirip bir türlü Allah'la gerektiği şekilde yakınlık kuramayana yazık olur. Bir hedefe varmak için yola çıkan, yolda dostlar edinebilir, işaretçilerden ve levhalardan yararlanabilir ama mesela, ne kadar faydalı deyip yol gösteren bir tabelaya sımsıkı sarılarak ömrünü o tabelanın başında geçirmez. Böyle yapan, yolundan geri kalır, hedefine varamaz, aldanmış olur.
Bu dünyada doğru bir tutum belirleyemeyenler, görünüşü takvalı fakat içi fesat dolu birtakım muhterislerin elinde oyuncak olabilirler.
Kimin daha takvalı olduğu, kılık kıyafetiyle veya ağzının iyi laf yapmasıyla belli olmaz.
Bazen öyle olur ki, ömrünü kötülükle geçiren bir kul, bir köpeğe su verdiği esnadaki samimiyeti sebebiyle cennetlik olur, bazen de öyle olur ki ömrünü ilim ve ibadetle geçirdiği zannedilen alim görünümlü bir bel'am cehennemlik olur.
İman ve ihlasın hep birtakım seçkin/özel kişilerde var olduğunu zanneden nice kişiler, o kişilerin peşinden gideyim derken kendilerini kaybetti, ilkelerini kaybetti, samimiyetlerini... kaybetti.
Şimdiye kadar, kişisel ihtirasları öne çıkan nice çıkarcılar, "Allah dostu" kavramıyla insanları aldattı.
Velhasıl, ey Müslüman kardeşim!
Allah dostu sensin. Bu sıfatı başkasının tekelinde görme. Aldanma kimseye. Adamlara değil, ilkelere bağlan. Allah'ın kelamına, O'nun Peygamberinin öğrettiklerine bağlan. Kim bunlara aykırı davranırsa, çekinme onu uyar. Hiç bir kul günahsız ve masum değil. Peygamberler hariç. Kula kul olan köle olur, Allah'a kul olan hür olur. Hür olduğunun farkına var.
Emr-i bil maruf nehy-i ani'l münker, senin görevin. İyi bak, Allah dostu zannettiklerin nasıl da dünyalık peşinde koşuyorlar, nasıl da birbirlerine düşüyorlar. Onlara bağlanırsan bir gün üzülürsün.
"Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol...
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol."
Bilal ESEN
26 Nisan 2024