Ülkemizde âdet haline gelmiş mevlit okutma merasimleri, bazen kuru kuru geçiyor. Gelenlere bir tabak pilav bile yok. Belki bir-iki şeker veya çikolata (!)
Çağrılan misafire ikram etmeden olur mu, hiç? Niye çağırdın öyleyse bu kadar insanı? Mesele sırf okumak ve dinlemek olsa, insanlar mevlidi başka şekilde de dinleyebilirlerdi. Hiç olmazsa, açar video sitelerini en harika mevlüthanlardan dinlerlerdi. Ama sen kendi cemiyetine çağırmışsan, cemiyetin sahibi kimmiş, bi göstermen lazım değil mi?
Zaten mevlit okutmak, dinin bir emri değil ki, âdet yerini bulsun diye okunuyor, çoğu zaman. Bundan ne kadar sevap gelecek, okuyanlar ne kadar samimi, dinleyenler ne kadar huşu ile dinliyor, o mevzuya şimdilik girmeyelim.
Ama yapılan ikramın sevap olduğunda hiç şüphe yok. Hele hele bu vesileyle çevredeki durumu zayıf kimselere de yemek gönderilebilirse veya bir miktar sadaka verilebilse aliyyülâlâ olur. Bunun sevabı ölmüşlere de gider, yaşayanlara da.
Mevlit cemiyeti demek, sadece kuru kuruya okumak demek mi? Onu güzelleştiren şey, ikramlar. Muhabbetin yolu mideden geçiyor. Böylece sosyal dayanışmaya da büyük bir katkıda bulunulmuş oluyor. İnsanlar bu vesileyle bir araya gelip kaynaşıyor, muhabbetlerini ve dostluklarını artırıyorlar. Esasında mevlidin gelenek haline gelmesi de, belki bunlara vesile olmasından dolayıdır.
Allah kabul etsin.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder