İslam'ın güncellenmesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İslam'ın güncellenmesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İslam'ın bugüne hitap edebileceğine inanmayanlar dinî hükümleri güncelleyebilirler mi?

Birkaç gün önce, bu kadar fakültenin "TARİHTEKİ İSLAM'ı anlatmak için kurulmuş olamayacağını ifade eden bir yazı yazmıştım. Tevafuk ki, bunun hemen ardından gündeme bir anda "dinin güncellenmesi" meselesi geldi
Burada asıl sorun şu: Dinin güncellenmesi işi, dinin tarihte kaldığına inananların yürüteceği bir iş midir?
Bütün hayatı boyunca din üzerinden konuşarak para kazandığı halde hayatında bir tane dahi güncel bir dinî görüş ileri sürmemiş, sürekli yüzeysel tartışmalarla uğraşmış, laf kalabalığı yapıp lafı dolandırmış ama bir tane bile güncel sorunla ilgili açık ve net bir hüküm üretememiş kişiler mi dini güncelleyecek?
Ümmetin arasına karışıp onların dertleriyle dertlenmeyenler, oturdukları fildişi kulelerden mi İslam'a hizmet edecekler?
Dinin teorisi üzerine sürekli ahkam kestikleri halde, halkın "şunu nasıl yapalım?" "bu caiz mi, değil mi?" gibi sorularından kaçıp sürekli topu taca atanlar, sıkıştıklarında da "ben fetvacı değilim" diyenler mi yapacak bu güncellemeyi?
Bir defa onlar, İslam'ın bugüne hitap edebileceğine dair bir inanca sahipler mi ki? İslam'ın günlük işlere, aileye, ticarete... hükmedebileceğine inanıyorlar mı ki?
Dinin güncellenmesi işini bunlar yapacaksa, vay halimize, demekten kendimi alamıyorum.



BU KADAR FAKÜLTENİN "Tarihteki İslam"ı ANLATMAK İÇİN KURULDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİM

Türkiye'de din eğitimi veren kurumların yalnızca tarihi ve arkeolojik çalışmalar yapmak, yani "tarihteki İslam"dan bahsetmek üzere kuruldukları kanaatinde değilim.
Onlar bugünün insanına, problemlerini çözmede rehberlik edecek yeni bilgiler de üretmek zorunda.
İnançla ilgili, sosyal hayatla ilgili ve hatta psikolojik problemlere dair dinî çözümler üretemedikten sonra, bu konularda insanlara rehberlik edemedikten sonra bu kadar din eğitimi kurumuna ne ihtiyaç var?
Bugünün ilahiyatçısı, problemleri ilahiyat dışındaki bilim dallarına havale etmekle görevini savsaklayamaz. Aksi halde kendisinin varlığı tartışmalı hale gelir.
(Not: Ümmetin problemlerine güncel ve dinî çözümler üretmek uğruna gayret eden ilahiyatçılara müteşekkirim.)