diyalog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
diyalog etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İNSANLARIN FARKLI DİNLERE AYRILMASI HAKKINDA “RENGÂRENK ÇİÇEKLER” NİTELEMESİ YAPILABİLİR Mİ?


Yeryüzündeki insanlara bakıldığında, farklı ırklara, farklı dillere, farklı dinlere ve çeşitli açılardan farklı gruplara ayrıldıkları görülmektedir.

Farklıkların bulunmasından yola çıkan bazı din adamları ve ilahiyatçılar, sürekli gündemde olan “diyalog” ve “birlikte yaşama kültürü” gibi temaların da etkisinde kalarak bu farklılıkların Yüce Allah’ın yaratmasından kaynaklandığını, farklılıkların zenginlik olduğunu vurgulamaktadırlar. Onlardan birinin ifade ettiğine göre dünyamız, “rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe misali farklı din, inanç ve kültürlere” mensup kişi veya toplumları barındırmaktadır. Bu açıklamada yer alan “rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe” ifadesinin, söze konu olan şeyler hakkında olumlu yakıştırmayı ve beğeniyi ortaya koyduğunu izaha gerek yoktur.

Yukarıdaki yargıyı güçlendirmek için ayet de kullanılmaktadır. Mesela, Kur’an-ı Kerim’deki Rum süresinin 22. ayeti delil gösterilmektedir. Ayet şöyledir:

وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافُ أَلْسِنَتِكُمْ وَأَلْوَانِكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِلْعَالِمِينَ

“Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.”

İlk bakışta bu ayet, yeryüzünde insanlar arasındaki her türlü farklılığı tasvip eder gibidir. Ayeti iyi okumayarak farklı din mensupları hakkında “rengârenk çiçekler” tabirini kullananların göremediği veya görmek istemediği şey ise, ayette “dinlerin farklı olması” konusuna değinilmemiş olmasıdır. Ama onlar insanların farklı dinlere mensup olmasını da “rengârenk çiçekler” yakıştırmasına dâhil etmektedirler.

Yeryüzünde insanların, ırk, dil ve cinsiyet gibi özellikler sebebiyle güzel bir çeşitliliğe sahip olduğunu ve bu durumun, Kur’ân tarafından da bir zenginlik ve güzellik kabul edildiğini söylemek mümkündür. Çünkü bunlar doğuştan gelen farklılıklardır. Ayette de bu husus ifade edilmektedir. Ancak dinde farklılık böyle midir? Böyle değerlendirilebilir mi?

İnsanların farklı dinlere mensup olmaları, başka bir deyişle, dinde ihtilafa düşmeleri, Kur’ân-ı Kerim’de defalarca eleştirilmiş ve zemmedilmiştir. Bazı ayetlere birlikte bakalım: 

1- إِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللَّهِ الْإِسْلَامُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَنْ يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللَّهِ فَإِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ
“Şüphesiz Allah katında din İslam'dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın âyetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.” (Al-i İmran 3/19)

2- وَلَا تَكُونُوا كَالَّذِينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُ وَأُولَئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ
 “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.” (Âl-i İmrân 3/105)

-  وَمَا كَانَ النَّاسُ إِلَّا أُمَّةً وَاحِدَةً فَاخْتَلَفُوا وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِنْ رَبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ فِيمَا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ 3
İnsanlar (inanç birliği içinde bütünleşmiş) tek bir topluluktan ibaretti, sonra aralarında inanç farklılığı oluştu. Eğer rabbinin katından daha önce verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verilir, iş bitirilirdi.   (Yunus 10/19)

4-   إِنَّ اللَّهَ هُوَ رَبِّي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ هَذَا صِرَاطٌ مُسْتَقِيمٌ . فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ أَلِيمٍ
“Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur. Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Haksızlığa sapanların, acılı bir günün azabından çekecekleri var! ” (Zuhruf 43/65)

Bu ayetlerin insanların farklı dinlere ayrılmış olmasını tasvip ettiği söylenebilir mi?

Neden bazıları “diyalog” ve “birlikte yaşama kültürü” gibi kavramları abartıp kendi Kitaplarının ayetlerini unutmaktadırlar?

Neden bazıları, Rum süresinin 22. ayetinde “dinlerin farklı olması”ndan söz edilmediği halde, bunu ayet kapsamında dâhil ederek yeryüzünde farklı dinlere mensup insanlar hakkında “rengârenk çiçekler” yakıştırması yapabilmektedirler?

Bu yakıştırmalar, maksadı aşan çağrışımlar içermektedir.

İslam’ın; diğer din mensuplarına hakaret etmeme, onlara karşı belli ölçülerde müsamaha gösterme, birlikte yaşama ve onların kutsallarına saldırmama şeklindeki hükümleriyle ortaya konan duruş başka bir şey, o kimselerin İslam'dan başka dinlere bağlanmasını güzel görmek ve beğeniyle karşılamak başka bir şeydir.

Mümin, Müslüman olmayanların da bu dünyada bazı haklarının bulunduğunu bilir. Fakat mümin asla küfre rıza göstermez ve farklı din mensubu insanları rengârenk çiçekler diye tavsif etmez.

13 Nisan 2015
Dr. Bilal ESEN