"KATILIM BANKACILIĞI"... "İSLAMÎ BANKACILIK" DEĞİL, YETERLİ BİR ALTERNATİF DE DEĞİL

Katılım bankacılığına isim verilirken İslami Bankacılık gibi bir isim değil de başka ismin konulması isabetli olmuş. Keşke bunlara "banka" da denmeseydi. İsimlendirme konusuna öncülük yapan Temel Hazıroğlu bu hususta şöyle diyor:

"Katılım Bankacılığı kavramını neden önerdik?

1. Müslümanlar İslam’ı temsilden çok uzak, aralarında bir uçurum var. 

2. Yapılan işlemlerin İslama uygunluğu çok tartışılacak ve muhtemelen fatura İslam’a kesilecek.

3. İslam’ı korumak için fatura çıkacaksa bari Katılım Bankasına çıksın." (Link)

Peki katılım bankacılığı isminin verilmesinden bugüne neler oldu? Bu bankalar, daha şer'î olalım diye mi gayret ettiler yoksa daha risksiz kazanalım ve piyasada daha çok yer edinelim diye mi? Mesela, şu sıralar bütün şartlar uygunken, neden şer'îlik oranlarını arttırmak için yapı değişikliğine gitmiyor da hâla "banka" olarak kalmakta ısrar ediyorlar? Halbuki bu değişikliği bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız önermiş ve katılım sektörünün bir isim hilesinden ibaret kalmaması gerektiğini defalarca söylemişti. (Link)

Gelinen noktada, gerek hizmet çeşitliliği ve kalitesi bakımından gerekse iş ve işlemlerin helalliğini gönül huzuruyla sağlayıp başka bankalara muhtaç etmeme bakımından, yeterli bir alternatif olabildiler mi? Buna evet demek zor. İnsanlar bir çok nedenlerle hâlâ diğer bankalarla çalışmak durumunda kalıyor. Bu yöndeki ihtiyaç devam ediyor. Üstelik bazı katılım bankalarının beceremeyecekleri işlere girmeleri, yetersizlikleri ve hatta keyfi uygulamalarıyla özellikle kendileri aracılığıyla maaş alanlara illallah ettirmeleri ve müstekbir tavırlar takınmaları söz konusu. Bu nedenle şu sıralar kimi dinî çevreler için bir nefret objesi haline geldiklerini söylemek mümkün.

Unutulmaması gereken bir gerçek de şu ki, bir yerde baskı ve zorbalık algısı oluşursa, insanların geneli zorbaları sevmez, nefret eder. Ne yazık ki, bazı katılım bankaları, böyle bir algıya sebebiyet verdi. Desteğine en çok ihtiyaç duydukları dinî çevreleri bile küstürerek esasında kendi geleceklerine ve itibarlarına zarar veriyorlar. Fakat farkında değilmiş gibi davranıyorlar. Toplum ve insan psikolojisini doğru okuyamayanlar, dostlarını kaybeder düşmanlarına karşı zayıf duruma düşerler. Böyle devam ederlerse katılım bankacılığının itibarı yükselebilir mi?

Sonuçta, herhangi bir müslümanın, bu tür katılım bankalarıyla çalışarak kendisini sıkıntıya sokmasına değer mi?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder