Geçmişte -adeta iman edercesine- bir hadisçinin kitabına bağlanmaya çağıran bazılarının, bugünlerde o kitaptaki bir kısım rivayetlere itibar etmemeye başladıklarını görünce…
Anlıyoruz ki, ne kadar iddialı konuşursak konuşalım, din hakkında konuşurken, hakikate yalan katmak, abartmak ya da tartışmayı sertleştirmek veya çirkinleştirmek doğru değil.
Unutmayalım ki, her düz yolun eninde sonunda bir virajı vardır, bunu önceden hesap edemeyen ve taşıma kapasitesini ya da hız sınırını aşan, virajı alamayınca devrilir. Konuşurken ve bir fikri savunurken ileride viraj olabileceğini hesap edip ona göre konuşmak lazım. Sürekli köşeli ve sert cümleler kurmamak lazım. Yoksa keskin dönüşler, sadece dönene zarar vermekle kalmıyor, yoluna ve davasına da zarar veriyor. Böyle ani dönüşler şimdiye kadar, yolda ne kadar hurda yığını ve enkaz bıraktı! O enkazla karşılaşan nice toylar yoldan döndü. İbret almayacak mıyız?
İstikametini doğru zannedip bir kula ya da Kur’ân dışındaki bir kitaba, taparcasına bağlanan, viraja geldiğinde onunla birlikte devrilebilir, hem onun yükü hem de kendi yükünün altında kalır.
Kısacası, istikamet üzere yürüdüğü görülen birinin izinden gitmek mümkündür ama peygamber değilse, kendini ona tamamen bağlamamalı. Takip mesafesini korumalı. Böylece viraja gelindiğinde öndeki devrilse bile arkadakine bir manevra alanı kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder