Kurban bayramında nerede ve hangi zamandayız?

 Hacılar Mekke'de, tamam.

Hacca gitmeyenlerse bir taraftan kendi ülkelerinde veya kurban hizmeti için gittikleri ülkelerde. Ama hepimiz bir taraftan da Mekke'deyiz. Çünkü tekbirlerle başlayıp kıbleye doğru kılınan namazla devam eden bir bayramda, o mukaddes kıbleyi ve mübarek çevresinde haccedenleri, orada her an neler olup bittiğini düşünmemek mümkün mü? Bedenimiz burada ama gönlümüz ara ara gidip geliyor oraya.

Ülkelerinde olanlar, bayramda elbette akrabalarıyla beraber olacaklar. Hatta toplumda tanıdık ve tanımadık herkesle bayramlaşacak, bir toplumda yaşamanın güvenini hissedecek ve hissettirecekler. Fakat bayramlaşırken sadece şimdiyi yaşamayacaklar. Bayramı bize hediye eden Allah elçisinin zamanındaymış gibi hissedecekler kendilerini. Onun, bayrama ruh veren güzel sözlerini ve örnek yaşamını hatırlayacaklar. Onun ashabı hangi inanç ve duygularla birbirleriyle bayramlaştılarsa, o inancı yenileyecek ve o duyguları hissedecekler.

Bin dört yüz küsur yıl önce, karanlığın ve vahşetin ortasında bir nur gibi parlayan, bütün insanlığa iyilik ve merhamet vadeden o güzide toplumun misyonunu, şimdi kendi üzerlerinde hissedecekler. Çağdaş dünyanın ilkel karanlığı karşında, yeryüzünü ve Gazze gibi coğrafyaları cehenneme çeviren vahşet ve merhametsizlik karşısında hâlâ insanca ve müslümanca var olabilmenin mümkün olduğuna dair inançlarını tazeleyecekler. Bu inancı ve duyguları taşıyan kardeşleriyle bayramlaşırken ve birbirlerine sarılırken aslında bütün coğrafyalardaki mazlumlar adına bayramlaşacak ve birbirlerine sarılacak, insanlığın onuruyla ve kirlenmemiş vicdanla kucaklaşacaklar. 

Hem  binlerce yıl öncesine de gidecek, azgınlığın ve tanrıtanımazlığın temsilcisi konumundaki Nemrut karşında tevhid mücadelesi veren Hz. İbrahim'i ve Hz. İsmail'i anacaklar. Muktedirlerin bütün şirk ve küfür propagandalarının hüküm sürdüğü bir zamanda Allah'a teslimiyet göstermenin ne anlama geldiğini yeniden idrak edecekler. Bu idrakla  daha güçlü bir şekilde Allah'ı anacak her namazdan sonra yeni bir heyecanla tekbirler getirecekler.

Kurbanlarını tekbirler eşliğinde keserken, sevdiklerini bile Allah uğruna feda edebilme azminin ve teslimiyet şuurunun doruğuna ulaşacaklar. Allah'ın emriyle kesilen kurbanların, nasıl da insanlığa fayda sağladığını, ümitleri zayıflamış nice insana ve nice farklı bölgeye iyilik adına yeni bir ümit aşıladığını fark edecekler. Kurban kesebilenler ya bizzat kurbanlarının başında bulunurken bu duyguları yaşayacaklar ya da uzak yerlerde kendileri adına vekaletle kesim yapılırken, onlar da duygularıyla o manzaraya buradan iştirak edecekler, gönülleri bir orada bir burada olacak.

Hülasa, bayramda asla bir yerde ve zamanda değiliz. Tarihin binlerce yıllık derinliğinde ve dünya üzerinde insan bulunan her coğrafyadayız. Gerek bedenimizle gerek gönlümüzle, her bir müslüman kardeşimizin yanındayız.

Aynı inancı ve duyguları paylaşan bütün dostlara selam olsun.

Kardeşlerinin bayramına iştirak etmek için vatanından yüzlerce kilometre uzakta hizmet edenlere selam olsun.

Bayramınız mübarek olsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder