İlginçtir... Dinle ilişkilendirilen bir çok kurumun tarihte tecrübesi var. Fakat zekat ve fitre toplayıp dağıtan bir vakıf tarihte yok, ya da bilinmiyor.
Mesela vakıf kurumunun tarihi bir geçmişi var. Fakat o vakıf kurumu, gönüllü bağışlarla kurulmuş ve bunların gelirleriyle yaşatılmış, zekatla değil. Yine bugünkü sigortacılığa benzer kurumlar tarihte de var. Hatta bankacılığın bile tarihimizde yerinin var olduğu söylenebilir. (Para vakıfları vb.) Fakat bugünkü gibi zekat toplayıp dağıtan ve vakıf adını kullanan sivil kuruluşlara tarihte rastlayamıyoruz.
Esasında vakıf, kendi kendini ayakta tutan bir müessesedir. Bir vakfı kurmadan önce bu vakfın masraflarının ve çalışanlarının ücretlerinin hangi kaynaktan ödeneceğine dair ve ayrıca vakfın hayır hizmetlerinin hangi kaynaklardan sağlanacağına dair gayrimenkuller/sabit getirili varlıklar tahsis edilir. Yani vakıf, kendi malı olmadığı halde başkalarından para toplayıp da bunları belli hayır cihetlerine ulaştıran, sırf aracılık yapan bir kuruluş değil. Malvarlığı bulunan ve bunu işleterek getirisini hayra harcayan bir kuruluş.
Günümüzdeki vakıfların ve hayır kuruluşlarının birçoğu ise sırf milletten para toplayıp dağıtmak üzerine kurulmuş gibi gözüküyor. Çoğu, varlığını devam ettirmek için sabit getiri sağlayan varlıklara yeterince sahip değil. Bu nedenle çeşitli masraflarını, çalışanlarının maaşlarını nereden ödeyeceklerini, binalarının ve araçlarının giderlerini nerden karşılayacaklarını bilemez durumdalar ve maalesef bu giderlerini, bağışçıların hiç haberi olmaksızın toplanan hayır paralarından karşılayanlar oluyor. Hatta topladıkları zekat paralarını bile bu giderlere harcayanlar, binalarının elektrik ve yakıt gibi giderlerini bundan ödeyenler var. Bu şaşkınlık nedeniyle sözkonusu kuruluşların bir kısmı, bir müddet sonra, muhtaçlara yardımı ikinci plana atıp kendi kurumsal varlığını ayakta tutma ve yaşatma telaşına düşüyorlar. Bu telaş da onlara bir çok hata yaptırıyor, kamuoyunun anlamakta zorlanacağı işler yapıyor ve itibarlarına zarar veriyorlar.
Hiç mi geçmişe bakıp örnek almazlar? Tarihte o vakıflar nasıl ayakta duruyordu? Vakıf, milletin sırtına yük mü olur, yükünü mü alır?
İşte bu gibi nedenlerle, zamanımızda zekat toplayıp dağıtan sivil kuruluşların, köksüz kuruluşlar olduğunu söylemek mümkün. Başka bir deyişle onların bu pozisyonu, adını taşıdıkları vakıf müssesesinin ortaya çıkış amacıyla ve yapısıyla uyumlu olmadığı gibi zekat tarihiyle de uyumlu değil.
Tarihte, bırakın sivil zekat kurumunu, devlete ait resmi zekat kurumu bile neredeyse yok. Mesela Osmanlı gibi devletlerde böyle bir kurum yok. Onlar zekat kurumundan uzak durmuşlar. Ama zamanımızda zekat toplayıp dağıtan sivil kuruluşlar sürekli çoğalıyor. Okul aile birlikleri dahil, yüzlerce ve belki binlerce kuruluş zekat topluyor. Bir de bu kadar kuruluşun yaptığı kesintileri bir düşünün. Muhtaçlara gidecek paralarla ayakta duran binlerce kuruluş ve onların yaptığı milyonlarca kesinti. Arta kalan olursa o da şansı olan fakirlere gidecek.
Esasında birilerinden mal/para alıp bunu bir yerden diğer bir yere aktarma ve bundan kazanç sağlama işi, hizmet sektörünün ücretli işleri kapsamında. Bunun adına nakliye, lojistik, posta, kargo, kurye hizmeti vs. demek daha gerçekçi olurdu. Adlarını böyle koysalar ve ücretli hizmet yapıyoruz, onun için şu kadar ilave ücret talep ediyoruz deselerdi, daha şeffaf ve güvenilir olurlardı. Şu durumda, toplanan hayır paralarının ne kadar olduğu, nihayetinde muhtacın eline bunun ne kadarının geçtiği ve kuruluşun kasasına ne kadar kaldığı gibi hususlarda bir sürü soru işareti oluşuyor.
Şu sıralar, zekat gibi bağışlar toplayıp dağıtan böyle kuruluşların hangi işine el atılsa dinî açıdan bir çok problem görülüyor. Toplanan zekatların usûlüne uygun dağıtımı konusunda da kafalar karışık. Başı sonu iyi düşünülmemiş, akıntıya kapılıp sürüklenen ve başkaları da aynısını yapıyor, gerekçesine sığınılan bir sürü sakat iş. Nasıl böyle büyük veballi işlere girişiyorlar, şaşırmamak mümkün değil.
Normalde bir insanın, Yüce Allah'ın huzurunda, sırf kendi zekat hesabını bile vermesi zor iken, bunlar nasıl oluyor da yüzbinlerce kişinin vebalini üstlenebiliyorlar? Hayret!
İLGİLİ YAZILAR:
- -ZEKAT KONUSUNDA ÂMİLÎN SINIFI KİMLERDİR?
- ZEKÂT MÜESSESESİ Mİ? PEKİ, BUNDAN DİNİN HABERİ VAR MI?
- YARDIM KURULUŞLARININ ZEKÂT İŞLERİ, POSTACI VE KARGOCUNUN İŞLERİNDEN FARKLI BİR ŞEY Mİ?