EVLİYA OLANA, BAYRAMDA NE YAPMAK YAKIŞIR?

Bayramlarda bazı evlerde, kim bayramlaşmaya geldi kim gelmedi muhabbeti yapılır. Hatta bazen kısık sesle ufak kırgınlıklar dile getirilir.

Aslında mesele, hangi taraf diğerine gitmeliydi, kim haklı kim haksız, meselesi değil. Çünkü hepimiz biliriz ki, haklı olmak, her zaman huzurlu olmaya yetmez. Şu kısa dünyayı güzelleştirmek ve huzurlu bir yaşam sürebilmek için kendini haklı göstermekten başka bazı çözümler üretmek gerekir. İşte bu noktada belki şu Nasrettin Hoca fıkrası bize bir mesaj verebilir:

Hocanın evliya olduğuna dair toplumda bir şâyia dolaşmaktadır. Günlerden birgün, onun evliya olduğunu duyanlar toplanıp gelirler ve şöyle bir soru sorarlar:

- Hocam evliya mısınız?

- Evet...

- Peki evliya olduğunu bize göster.

- İnanmıyorsanız şu karşıdaki koca ağacı çağırayım da gelsin buraya. O zaman evliya olduğumu anlarsınız.

- Tamam, hadi çağır da gelsin. 

Herkes, ne olacak diye merakla hocayı izlemeye başlar. Hoca, "Ey ağaç gel buraya!" diyerek çağırır fakat ağaç kıpırdamaz. Üç defa tekrar etmesine rağmen bir değişiklik olmaz.

Kalabalıktakiler: "Bak hocam, ağacı çağırdın ama sana gelmedi" derler. Hoca hiç istifini bozmadan: 

'O bana gelmezse ben ona giderim, evliyada kibir olmaz' der ve ağaca doğru yürümeye başlar.

Gelmeyene giden evliyaya selam olsun.

Herkese iyi bayramlar.




1 yorum: