Kanaatimce, bugünün müslümanları için en büyük sorun, ekonomik meselelerden ziyade, geleceğe dönük "güven" sorunudur.
Canını ve malını güvende hissetmek, onurunu güvende hissetmek, ailesini güvende hissetmek...
Hak ve hukukun geçerli olduğu, yalanın dolanın itibar görmediği, kimsenin horlanmadığı, şunun yandaşı bunun torpillisi olmanın değil sırf bir insan olmanın hürmet gördüğü bir toplum olabilmek herkesin rüyası.
Kimsenin haksız yere geleceğinin karartılmadığı, sudan bahanelerle şucu veya bucu ilan edilmediği adaletli bir ülke, herkesin hülyası.
Kimsenin haksız yere geleceğinin karartılmadığı, sudan bahanelerle şucu veya bucu ilan edilmediği adaletli bir ülke, herkesin hülyası.
Maalesef son yıllarda yaşananlar, en çok müslümanlara zarar verdi. Puslu havayı seven bazı yırtıcılar ve bulanık suda avlanmaya çalışan bazı muhterisler nice canlar yaktı. Güvensizlik öyle tavan yapmıştı ki, kimi zaman insanlar en yakın dostlarından bile şüphelenir oldu. Dostuna destek olmak bir yana hal ve hatır sormak bile muhal oldu.
Sonunda bazı gönüller kırıldı, kırılan gönüller onarılmadı, birçok eski dostun arasına kara kediler girdi. Kimseye güvenememe sorunu birliğimizi de tehlikeye attı. Böylece millet varlığımızı geleceğe güvenle taşıyıp taşıyamayacağımız konusunda tereddütler ve kuşkular oluştu.
Sonunda bazı gönüller kırıldı, kırılan gönüller onarılmadı, birçok eski dostun arasına kara kediler girdi. Kimseye güvenememe sorunu birliğimizi de tehlikeye attı. Böylece millet varlığımızı geleceğe güvenle taşıyıp taşıyamayacağımız konusunda tereddütler ve kuşkular oluştu.
Artık güvenli bir toplumu inşa edebilmek için elimize geçecek en ufak bir imkanı dahi boşa harcamamak, bir an önce şu kuşkular girdabından kurtulmak ve düşman üretmeye değil dost kazanmaya bakmak her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
Bir olalım, birlik olalım ama dostlarımızı yırtıcılara yem etmeyelim.
Gönül kıranlardan değil gönül alanlardan olalım.
Bir olalım, birlik olalım ama dostlarımızı yırtıcılara yem etmeyelim.
Gönül kıranlardan değil gönül alanlardan olalım.